ATASÖZLERİ


Abdal düğünden,çocuk oyundan usanmaz.
Acele ile menzil alınmaz
Acele işe şeytan karışır
Acele yürüyen yolda kalır
Acı acıyı keser,su sancıyı
Acı çeken uyumuş,acıkan uyumamış
Acıkan doymam ,susayan kanmam sanır
Acıkan ne olsa yer,canı yanan ne olsa söyler
Acıklı başta akıl olmaz
Acıkmış kudurmuştan beterdir
Acındırırsanız arsız olur,acıktırırsanız hırsız olur
Aç aman bilmez,çocuk zaman bilmez
Aç ayı oynamaz
Aç doymam,tok acıkmam sanır
Açık ağız aç kalmaz
Açılan solar,ağlayan güler
Adam adamdır olmasada pulu,eşşek eşşektir olmasada çulu
Adam hacımı olur ulaşmakla mekkeye,eşşek dervişmi olur taş çekmekle tekkeye
Adam yanıla yanıla,pehlivan yenile yenile
Adama dayanma ölür,ağaca dayanma kurur
Adamak kolay ödemek güçtür
Adamın adı çıkacağına canı çıksın
Adamın ahmağı malını över
Adamın iyisi alışverişte belli olur
Adamın iyisi iş başında belli olur
Ağacı kurt ,insanı dert yer
Ağaç yaprağı ile gürler
Ağaç yaş iken eğilir
Ağanın malı çıkar,uşağın canı
Ağırlık altın kale,hafiflik başa bela
Ağlamayan çocuğa meme vermezler
Ağlarsa anam ağlar ,gerisi yalan ağlar
Ağlatan gülmez
Ağlayanın malı gülene hayır etmez
Ağrısız baş mezarda gerek
Ak akçe kara gün içindir
Akan su yosun tutmaz
Akçanın iyisi kesede duran bahçanın iyisi eve yakın olan
Akıl adama sermaye
Akıl akıldan üstündür
Akıl yaşta değil baştadır
Akıllı olsa her sakallı kişi,sakallılara danışırlardı her işi
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker
Al malın iyisini,çekme kaygısını
Alacakla verecek ödenmez
Alçak yerde yatma sel alır,yüksek yerde yatma yel alır
Alet işler ,el övünür
Alıcı kuşun ömrü az olur
Alim unutmuş,kalem unutmamış
Alışmış kudurmuştan beterdir
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste
Altın yere düşmekle pul olmaz
Aman diyene kılıç kalkmaz
Amca baba yarısı
Ana gibi yar olmaz
Anan güzel idi,hani yeri,baban zengin idi,hani evi
Anlayana sivrisinek saz,anlamayana davul zurna az
Araba devrilince,yol gösteren çok olur
Arayan mevlasınıda bulur,belasınıda
Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
Arı söğüdü,akıllı öğüdü sever
Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim
Armudu soy ye,elmayı say ye
Arslan postunda,gönül dostunda
Aşk ağlatır,dert söyletir
Ayağını sıcak,başını serin,gönlünü ferah tut
Ayağını yorganına göre uzat
Aynan yoksa komşuna bak
Az söyle çok dinle
Az veren candan çok veren maldan
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
Azıcık aşım ağrısız başım



Baba oğluna bağ bağışlamış,oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş
Bağa bak üzüm olsun,yemeye yüzün olsun
Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle
Bakacağın yüze tükürmr,tüküreceğin yüze bakma
Bakarsan bağ,bakmazsan dağ olur
Bal tutan parmağını yalar
Balık baştan kokar
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Baş olan boş olmaz
Başa gelen çekilir
Başa gelmeyince bilinmez
Başak büyüdükçe başını eğer
Bedava sirke baldan tatlıdır
Beş parmak bir olmaz
Bıçak yarası geçer,dil yarası geçmez
Bilmemek ayıp değil sormamak ayıp
Bin bilsende bir bilene danış
Bin dost az,bir düşman çok
Bin ölçüp bir biçmeli
Bir elin nesi var iki elin sesi var
Biri yer biri bakar,kıyamet ondan kopar
Borcun iyisi vermek,derdin iyisi ölmek
Bugün bana ise yarın sana
Bugünün işini yarına bırakma
Buldum bilemedim,bildim bulamadım.
Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş
Büyük lokma ye ama büyük söz söyleme



Cahile söz anlatmak,deveye hendek atlatmaktan güçtür.
Can canın yoldaşıdır
Can çıkmayınca huy çıkmaz
Cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez
Cennette bu dünyada cehennemde
Çağrıldığın yere erinme,çağrılmayan yere görünme
Çağrıldığın yere git,ar eyleme;çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme
Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider
Çam sakızı ,çoban armayanı
Çay geçerken at değiştirilmez
Çıkmadık canda umut vardır
Çingene ciğer pişirir yemeden karnın şişirir
Çivi çıkar ama yeri kalır
Çivi çiviyi söker
Çocuğa iş,ardına düş.
Çocuğun yediği helal ,giydiği haram
Çocuktan al haberi
Çoğu zarar azı karar
Çok bilen çok yanılır
Çok gezen çok bilir
Çok mal haramsız,çok laf yalansız olmaz
Çok naz aşık usandırır
Çok söyleme arsız edersin,aç bırakma hırsız edersin
Çürük baklanın kör alıcısı olur

Dağ başına kış gelir,insanın başına iş gelir
Dağ başından duman eksik olmaz
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur
Dağ dağ üstüne olur,ev ev üstüne olmaz
Damlaya damlaya göl olur
Danışan dağı aşmış,danışmayan yolu şaşmış
Davulun sesi uzaktan hoş gelir
Değirmen iki taştan,muhabbet iki baştan
Deli deliyi görünce değneğini saklarmış
Deliye hergün bayram
Demiri tavında dövmeli
Demir nemden,insan gamdan çürür
Denenmişi denemek ahmaklıktır.
Deniz dalgasız olmaz,gönül sevdasız olmaz.
Denize düşen yılana sarılır.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Dereden geçerken at değiştirilmez
Derede tarla sel için,tepede harman yel için.
Dereyi,tepeyi sel bilir;iyiyi kötüyü el bilir.
Derin su yavaş akar
Dert ağlatır,aşk söyletir.
Dert gezmiş, derman beraber gezmiş
Dertsiz baş,mezarda taş
Dertsiz kul olmaz
Destursuz bağa girilmez
Dibi görünmeyen sudan geçme
Dikensiz gül olmaz
Dilin kemiği yok
Dolu küpün sesi çıkmaz
Dost Acı söyler
Dost başa bakar ,düşman ayağa
Dost bin ise azdır,düşman bir ise çoktur
Duvarı nem, insanı gam yıkar


Ecel geldi cihana , baş ağrısı bahane
Ekmeden biçilmez
El,adamı cömert der maldan eder,yiğit der candan eder
El ağzına bakan,karısını tez boşar
Elçiye zeval olmaz
El elden üstündür
El elin aynasıdır
El eli yıkar,iki elde yüzü
El el üstünde olur ,ev ev üstünde olmaz
Elin ağzı torba değilki büzesin
Elin vergisi,gönülün sevgisi
Elmayı soyda ye,armudu say da ye
Emanete hıyanet olmaz
Emek olmadan yemek olmaz
Erken kalktım işime,şeker kattım aşıma
Eski dost düşman olmaz
Eskisi olmayanın yenisi olmaz
Eşek at olmaz,ciğer et olmaz
Ev alma,komşu al
Evdeki hesap çarşıya uymaz
Ev sahibinin bir evi var, kiracının bin evi var

Evvel can sonra canan
Fısıltı ev yıkar


Geç olsun da güç olmasın
Gel demek kolay ama git demek güçtür
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme,gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
Gelen gideni aratır
Gelin girmedik ev olur,ölüm girmedik ev olmaz.
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
Gidipte gelmemek var, gelip te görmemek var
Gidilmeyen yer senin olmaz
Gökyüzünde düğün var deseler,kadınlar merdiven kurmaya kalkar
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar
Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez
Gönülden gönüle yol vardır
Gönül ferman dinlemez
Gönül kimi severse güzel odur
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş
Gönül umduğu yere küser
Görünen dağın uzağı olmaz
Görünen köy kılavuz istemez
Görünüşe aldanma
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur
Göz gördüğünü ister
Göz görmeyince gönül katlanır
Göz görür , gönül ister
Gül dikensiz olmaz
Gülme komşuna gelir başına
Gülü seven dikenine katlanır
Gün doğmadan neler doğar
Güneş balçıkla sıvanmaz
Güneş girmeyen eve doktor girer
Gün geçer kin geçmez
Güvenme varlığa,düşersin darlığa
Güzele kırk günde doyulur,iyi huyluya kırk yılda doyulmaz



Hamama giren terler
Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
Harman yel ile,düğün el ile
Hatasız kul olmaz
Haydan gelen huya gider
Hayırlı komşu,hayırsız akrabadan iyidir
Hayvan koklaşa koklaşa,insan söyleşe söyleşe
Hazıra dağlar dayanmaz
Her ağaç kökünden kurur
Her gönülde bir aslan yatar
Her gün bir olmaz
Her güzelin bir huyu vardır
Her horoz kendi çiftliğinde öter
Her işin başı sağlık
Herkes bildiğini okur
Herkes ektiğini biçer
Herkes ne ederse kendine eder
Her yiğidin bir yoğurt yeyişi vardır
Hısım hısımın ne öldüğünü ister,ne onduğunu
Hıyarın önü,dutun sonu
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur
Huylu huyundan vaz geçmez


Irmaktan geçerken at değiştirilmez
Isıracak it dişini göstermez
İki dinle,bir söyle
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur
İnsan ayaktan,at tırnaktan kapar
İnsan çeşit çeşit yer damar damar
İnsan doğduğu yerde değil,doyduğu yerde
İnsan eşek olunca semer vuran çok olur
İnsan göre göre alışır
İnsanı gam duvarı nem yıkar
İnsanın adı çıkacağına canı çıkması yeğdir
İnsanın canı acıyan yerindedir
İnsan yanıla yanıla,pehlivan yenile yenile
İstenmeyen aş,ya karın ağrıtır ya baş
İsteyenin bir yüzü kara,vermeyenin iki yüzü
İş insanın aynasıdır
İşin yoksa şahit ol,paran çoksa kefil ol.
İşleyen demir pas tutmaz
İşten artmaz,dişten artar
İte dalaşmaktansa,çalıyı dolanmak iyidir
İt ite buyrur,itde kuyruğuna
İt itin ayağına basmaz
İt ürür,kervan yürür
İt yal yediği kapıyı bekler
İyi dost kara günde belli olur
İyi evlat babayı vezir,kötü evlat rezil eder
İyi insan sözünün üstüne gelir
İyilik et denize at


Kaçan balık büyük olur
Kalkacağın yere oturma
Kalpten kalbe yol vardır
Kara haber tez duyulur
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme
Kar yılı var yılı
Kaş ile göz,gerisi söz
Kaza geliyorum demez
Kazanırsan dost kazan
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Kedi uzanamadığı ciğere mundar der
Kefenin cebi yok
Kel ilaç bulsa başına çalar
Kel ölür,sıma saçlı olur,kör ölür,badem gözlü olur
Keskin sirke küpüne zarar
Kişi ne yaparsa kendine yapar
Kişi umduğuna küser
Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Komşunun tavuğu ,komşuya kaz görünür
Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak hayırlıdır
Korkunun ecele faydası yoktur
Kötü haber tez duyulur
Kötü komşu insanı hacet sahibi eder
Kurt dumanlı havayı sever
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır


Mermer iyi taştan,iyilik iki baştan
Mum dibine ışık vermez
Nasihat istersen tembele iş buyur
Ne ekersen onu biçersin
Ne oldum dememeli,ne olacağım demeli
Nerede birlik orada dirlik

Öfkeyle kalkan zararla oturur
Ölüsü olan bir gün ağlar,delisi olan her gün ağlar
Önce düşün sonra söyle
Rüşvet kapıdan girince,insaf bacadan çıkar
Rüzgar eken fırtına biçer
Sabır acıdır,meyvesi tatlı
Sabreden derviş muradına ermiş
Sadık dost akrabadan yeğdir
Sakla samanı gelir zamanı
Sınanmışı sınamak ahmaklıktır
Sabır eden derviş muradına ermiş.
Sakalda keramet olsa, keçi şehlik ederdi.
Sakla samanı gelir zamanı.
Saman elin se samanlık senin
Sayılı koyunu kurt kapmaz.
Sen kendini övme el seni övsün.
Sinek küçük ama, mide bulandırır.
Soğuk su, sıcak aş - diş düşmanı,
genç avrat koca herifin baş düşmanı.
Sopayı yiyen eşek, atı geçer.
Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni.
Söyleme dostuna, oda söyler dostuna. Bir gün olur kül basarlar postuna.
Söylemeyen ağız, söyleyen ağzı yorar.
Söz büyüğün sus küçüğün.
Söz gümüş sükut altın.
Söz var insanı yola getirir, söz var insanı yoldan çıkartır.
Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.
Su akarken testini doldur.
Su akmayınca durulmaz.
Su testisi su yolunda kırılır.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Şaşkın ördek, tersine doğru yüzer.
Şimşek çakmadan gök gürlemez.
Tartılırsan denginle tartıl.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
Tembele iş buyur sana akıl öğretsin.
Tereciye tere satılmaz.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.
Tok açın halinden anlamaz.
Tok ağırlaması güçtür.
Topalla gezen aksama öğrenir.
Tosya ya tuza gideyim derken, evdeki bulgurdan olma.
Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
Ucuz alan pahalı alır.
Ummadığın taş baş yarar.
Umut fakirin ekmeğidir.
Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Üzümünü ye bağını sorma.
Vakit nakittir.
Vakitsiz öten horozun başını keserler.
Var ne bilsin yokun halinden.
Varsa pulun,herkes kulun;yoksa pulun,dardır yolun.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.
Yalnız taş duvar olmaz.
Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
Yarım hekim candan ,yarım hoca dinden eder
Yazın başı pişenin,kışın aşı pişer
Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
Yemeye hazır dayanmaz.
Yiğidi öldür hakkını yeme.
Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.
Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
Yola giden yorulmaz.
Yolu yordamıyla, ormanı baltayla.
Yöğrük at yemini artırır.
Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
Zahmetsiz rahZaman sana uymazsa sen zamana uy.
Zararın neresinden dönersen kârdır.
Zemheride yoğurt isteyen, cebinde bir inek taşır.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Zengin dağlar aşar, olmayan yolda şaşar.
Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş.
Zenginin horozu bile yumurtlar.
Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar.
Zora dağlar dayanmaz.
Zorla güzellik olmaz.
Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir. met olmaz.